16.Ay

16.Ay

New York’u bir dolu sebepten oturu sevdigimi biliyorum, ama bu sebeplerin icinde sehrin duzenli gurultusunun onemli bir yer tutuyor oldugunu Noel’de, yani 25 Aralik Pazar gunu, ogrendim.

Ilk saskinligi sabah uyandigimda yasadim, alisik oldugum- ve anladigim uzere sevdigim- East Village kalabaligindan eser yoktu. Gunun her saati insan ve araba sesi ile yasiyorsaniz sessizligi cok cabuk farkediyorsunuz, ilk kez tam 15 dakika boyunca ne bir insan ne bir taksi gordum sokaklarda, o an bu sehrin gurultusune sadece asina degil bagimli oldugumu da anladim iste, huzursuz olmustum cunku bir an once bir taksi kornasi bir insan narasi duymak istiyordum, ama ne yazik ki tum gun duymadim desem yeridir.

Ama asil mutsuzlugu biraz yurumek icin aksamsutu disari cikinca yasadim, sokakta kimsenin olmamasi ama butun vitrinlerin rengarenk ve neseli Noel suslemeleri ile dolu olmasi sehri sadece issiz degil ayni zamanda urkutucu bir hale getirmisti, oysa ki insanlar ile doluyken o sokaklar nasil dikkat cekici ve cazipti her magazanin birbirinden farkli vitrin suslemeleri

Dusunuyorum da, sanirim canliliklari, bazen bunaltici bile olsa kalabaliklari, her an her cesit insani gorebilme ihtimalleri, istedigin herhangi bir seye istediginiz zaman ulasabilme ihtimalleri, gurultuleri ile unlu sehirlerin boylesine issiz kalmasini engelleyen bir kurallar zinciri olmali =) Dinlendirmiyor cunku o sessizlik, huzursuz ediyor sadece.