Bir de…

O zaman bir de Turkiye’ye doner donmez etrafimizi saran politik soylemler ile ilgili neler hissettim ona gelelim.

Amerikan baskanlik secimlerinin -ozellikle Cumhuriyetci adaylar icin- en onemli (!) konularindan biri olan kurtaj Turk siyaset soylemine de girisini yapti. Bu konuda soylenecek cok sey yok, olay cok basit. Devlet ve temsilcileri kadinin bedenine dair verecegi kararlari duzenleyen ve kisitlayan uygulamalari destekleyemez ve/veya dayatamaz. Recep Tayyip Erdogan ise Turkiye Cumhuriyeti Basbakani sifatina sahip iken kisisel goruslerini kamuoyu ile paylasamaz. Recep Tayyip Erdogan, aile babasi olarak ise kurtaj konusunda istedigini dusunmek ve bu konuda kendi kisisel hayatinda istedigi kararlari almakta ozgurdur.

Hele ki, Uludere gibi bir olayi boyle bir konuda karsilastirma amacli kullanmanin ne akla ne de vicdana sigan bir yani yoktur.

O zaman akli selimle kaliniz,

 

Emine

21. Ay

21.ay yazisi iki gun gecikme ile geliyor efendim.

Bu satirlar New York’tan degil Istanbul’dan kendilerine yol buluyorlar ayrica, oncelikle 21. ayimin en guzel haberi ile baslayalim, Defne ile!

18 Nisan 2012 saat 00:08’de dogarak benimle neredeyse ayni gun dogacak olan bitanecik Defne ile  baslayalim. Defne’cik universite yillarimin ve sonrasinin her aninda benimle olan Idil’in ve eglenceli ve yaratici enistem =), Mert’in kizlari. Guzel mi guzel bir kar tanesi Defne, upuzun omurleri olsun!

Istanbul’a geldigimden beri sevdigim ve ilgimi ceken bir yer ile devam edelim sonra da, Karakoy’deki kafeler. Karakoy karakolunun hemen yanindaki Fransiz Gecidine ve etrafina konuslanmis bi kafeler vakit gecirmenin en keyifli oldugu yerlerden biri.

Burasi hemen giristeki Bej Kafe, guzel muzikleri hemen yanibasindaki Kagithane isimli kagittan yapilmis aksesuar ile dolu dukkani ile eglenceli bir mekan.

 

Emine