Blog

Anneler Gunun Kutlu Olsun Kubra

Bu resim ne kadar cok sey anlatiyor aslinda, annesini onu simsiki sararken,hayatin icindekileri deneyimlemekten korkmayacak bir cocuk var bu resimde, anneligi yuzunden okunan bir anne var bir de.

Kucuk kizina sirtina donmeden tek kolunun ustunde uyuyan bir anne, onu sevgi ile sarip sarmalayan, neseli,kendine guvenli,sevgi dolu bir kiz cocugu yetistiren bir anne,soz konusu kizi olunca yorulmayan,usenmeyen,hep dusunen bir anne,ve daha niceleri seni ve anneligini tanimlamak icin kullanibilir Kubra’m!

Anneler gunun kutlu olsun!

Filtre ve Evlilik Ustune

Secime az bir sure kala butun siyasi partiler eteklerindeki taslari birer birer dokerken, liderlerimizin birbirinden eglenceli ve terbiyeli(!) meydan nutuklarini dinlemenin yani sira, radarimiza bir de 22 Agustos’da uygulanmaya baslanacagi soylenen internet filtresi ve Kadin ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanliginin stratejik plan kapsaminda nikahsiz yasayan ciftleri evlendirme plani takildi.

Her ikisi de basinda ve sosyal medyada, her demokratik ulkede olmasi gerektigi gibi, cokca yer aldi.

Fakat benim her ikisi hakkinda aklima takilanlar var hala, oncelikle filtre ile baslamak istiyorum. Birincisi henuz Turkiye Iletisim Baskanliginin resmi sitesine, filtrenin tam olarak ne demek oldugunu, nasil uygulanacagini, uygulama alaninin neler oldugunu aciklayan bir metin konmus degil. Bu, kurumsalliga da, devletin seffaflik ilkesine de aykiri oncelikle bunu belirterek baslamak zorundayim. Daha sonra,bir baska konuyu daha belirtmek istiyorum,bahsettigimiz filtre en baskici hali ile Kuba,Cin ve Iran’da uygululanirken, daha bireyin secimine acik halleri ile dunyanin hemen hemen butun gelismis ulkelerinde uygulanmakta. Burada benim itirazimin basladigi nokta, bu filtreleme ve “cocuklari ve gencleri” zararli muhteviyattan koruma gorevini devletin kendine adletmesi. Turkiye, serbest piyasa ekonomisinin eksikliklerine ragmen rahatlikla isledigi bir ulke, internet saglayiciligi ise bir servis sektoru kolu. O zaman cozum acik, BTK’ya ve/veya TIB’e basvurup bazi internet sitelerini ihbar eden sevgili vatandaslarimizin en dogal hakki, internet servis saglayicilardan kendilerinin ve ailelerinin bu sitelere erisimini engelleyecek filtreler talep etmeleridir. Yani, simdi konusulan aile paleti uygulamasi internet servis saglayicilari tarafindan sunulmalidir,devlet eliyle dayatilmamalidir. Tartismaya en ajite edilebilir konudan, cocuk pornosundan, girmenin ise anlami yoktur. Cocuk pornosu global bir suctur, herhangi bir sekilde bu endustriyi beslenediginiz tespit edilirse cezasi bellidir. Dolayisiyla Huseyin Uzmez’i serbest birakan, Siirt’teki cocuklara yapilanlara gozunu yuman bir devletin “biz ne yapiyorsan cocuklar icin yapiyoruz” demeye hakki yoktur. Ayni zamanda sayin Kilicdaroglu’nun siz kapatin biz acariz demesi komiktir, Youtube’a iliskin sikayetlerin cogu kendi partisinin tabanindan gelmektedir. Turkiye’de sag muhafazkarindan, sag liberaline, sol devletcisinden sol liberaline herkeste kendinden taraf olani tarafsiz sanma hastaligi oldugundan boyle tutarsizliklar gozlemlenmektedir. Ayni zamanda baslik sansurleme konusunda her zaman kendini bir adim ileriye tasiyabilen eksisozluk’un ve kurucusu/sahibi nam-i deger ssg’nin Don Kisotlugu da komiktir, TIB baskaninin bizim cocuklar Google’a porno yaziyorlar cikan sonuclari servis saglayicilara filtrelenmek uzere yolluyorlar, bazi yanlisliklar olabilir duzeltecegiz aciklamasi da.Bizim “Don Kisot”lara ve “sehven”cilere degil, tartistigimiz olgunun ne oldugunu tanimlayabilen ve buna iliskin cozum onerileri ile gelen akilci insanlara ihtiyacimiz var. Ben henuz paketlerin ne icerdigine gormesem bile, sunu biliyorum ki internet guvenligini saglamak devletin degil internet servis saglayicisinin gorevidir,ve bu gorev ancak ve ancak servisi satin alan kullanmak istediginde kullanilabilir.

Gelelim nikahsiz ciftlerin evlendirilmesine, bu konuda insanlarin sadece Turkiye’nin batisini dusunebilmelerini hayretler icinde izliyorum. Bu ulkenin, ozellikle Dogu ve Guneydogu Anadolusunda, devletin resmi nikahi altinda olmayan yasayan ve ustlerine “kuma” getirilen kadinlar var. Yasadiklari hayattan kurtulmak icin ne bir sosyal guvenceleri var, ne “koca”lari oldugunde ya da onlari birakip gittiginde talep edebilecek bir haklari var, sadece kendilerinin degil cocuklarinin da bu sosyal guvenceden mahrum kaldigini soylememe gerek yok herhalde. Kabul ederim,bana diyebilirsiniz ki “cok safsin” onlar bu sosyal olguyu kullanarak bizi “muhafazakarlastirmaya” calisiyorlar, ben niyet okuyucusu degilim bunu bilemem ama bunu takip etmek kolay. Demokratik haklarimizdan en onemlisi kural koyucularin kararlarini sorgulama hakkidir,bunu hepimiz korkmadan kullanirsak basariya ulasiriz,ama basimiza bir sey gelir korkuysa elimizi tasin altina sokmaz isek o zaman yasanacaklara soylecegimiz de olmaz. Entellektuel olmanin ilk kurali elini tasin altina sokabilmektir.

Ama tabii,is Kadin ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanligina gelince,sorunlar buyuk;bunu da kabul ederim. Dayaktan kacip karakola siginan kadini, kocasi ile “baristiran” baskomiserlerin onunu alamazlarsa, devletten siginma ve koruma hakki talep eden kadinlari koruyamazlarsa, tore cinayetlerini neredeyse sirtini sivazlarcasina “cinayet” degilmis gibi yargilarlarsa, o zaman bu mevzuya gelene dek cok isleri var demektir.

Ve son soz, demokrasi guzeldir…

E.

Burcu Baykurt’a bu konular hakkindaki fikirlerimi derleyip toplamami saglayan essiz tartisma arkadasligi icin tesekkur ederim!

8. Ay

“-Basvurularin sonuclari ne oldu?, kabul geldi mi?” Bu sorularin muhatabi olmamin uzerinden bir yil gecmis.

New York’a tasinmamin uzerinden ise 8 ay, peki bu ay ne oldu?

Once Simal’im geldi, halasinin kucuk ordekleri kulubunun son,simdilik, uyesi. Simal’i ilk kez bir bilgisayar ekranindan, dogumundan sadece yarim saat sonra gordum. Ama mis kokusunu duydum, yumuk ellerini optum. Upuzun bir hayati olsun Simal’imin,hep mutlu olsun!

Sonra 27 oldum, mutlu oldum! Dogumgunu pastami yine Skype araciligiyla ufledim, ailem icin Allah’a sukrettim!

Dogumgunumde hayatimda biriktirdigim en guzel seyin arkadasliklarim oldugunu ogrendim,bu kadar guzel insanlari hayatimda toplayabildigim icin kendimi tebrik ettim!

E.

YSK Uzerine…

12 Haziran secimine az bir zaman kala,hayatimizin her gun yeni bir senlikle gececegine emindim;fakat ben daha cok liderlerimizin meydanlarda bizi eglendirecegini dusunurken eglencemiz YSK’dan geldi.

YSK’nin verdigi karar hukuki acidan bir sorun teskil etmemekte,ettigini soylemek ya okudugunu anlamama ya da okumamaya delalet eder. Fakat onemli bir nokta daha var; YSK, her adaya ve/veya partiye hangi evraklarin lazim oldugunu onceden aciklamak ve bu evraklarin o adaylar ve/veya partiler tarafindan kendisine iletilmesini saglamak ile yukumludur. Denetleyici ve duzenleyici kurumlarin gorev tanimlarini yaparken bu hususu atlamaniz mumkun degildir.

Iki kisi var o listede sadece hukuki olarak da  sorun yaratabilecek biri 2007 secimlerinde milletvekilli secilmis olan Gulten Kisanak, bir digeri ise Ertugrul Kurkcu.

Nedeni ise su; Gulten Kisanak (Ozer) gecen secimlerde meclise girdiginde de ayni kizlik soyadina sahipti, oysa YSK’nin gerekceli karari kizlik soyadina gore yapilan sabika kaydi aramasinda sabikasinin bulundugunu ve bu sabika neticesinde hukum giymesinin ardindan milletvekili olabilmesi icin gerekli olan memnu haklarin iadesine iliskin ibrazin YSK’ya iletilmemis olmasi nedeniyle adayliginin reddedildigini bildiriyor. Ilgili suc 1992 yilinda islendigi icin, zaman kavramimiz neticesinde, gecen secimlerde de ayni belgenin ibraz edilmis ve/veya edilmemis olmasi gerekiyor. Belgenin bir kere ibrazi halinde yeniden ibraza gerek yok iken, belge ibraz edilmemis ise neden o zaman sorun olmayan bir sey simdi sorun oluyor sorusuna hukuki mantikla bir aciklama yok. Bu nedenle YSK’nin Gulten Kisanak (Ozer)’in yaptigi “2007 secimlerinde kendilerine sundugum belgeleri aciklasinlar” itirazini degerlendirmesi ve kamuoyunu bilgilendirmesi gerekiyor.

Ikinci sorun ise Ertugrul Kurkcu ile ayni zamanda,ayni maddeden giydigi hukum nedeniyle hapis yatan Sirri Sureyya Oner’in  memnu haklarin geri verilmesi ibrazini teslim etmedigini,bu konuda bir bilgisi de olmadigini soylemesi. O zaman biri aday iken,digerinin adayligi nasil olabilir. Hukuki olarak her ikisinin de aday olamamasi gerekir. Biri aday,digeri degil ise aldiginiz karari hukuk cercevesinde degerlendirmemiz mumkun degildir.

Ayni YSK 2002 secimlerinde, simdi basbakan olan, Recep Tayyip Erdogan’i Istanbul 1. sira milletvekili adayi iken,adayliktan men etmisti. Daha sonra ayni bugun Kemal Kilicdaroglu’nun yaptigi gibi o zamanda Deniz Baykal “Meclisi toplayalim ve yasayi yeniden duzenleyelim”demis ve Recep Tayyip Erdogan’in Siirt’ten  milletvekili olmasini saglayan duzenleme yapilmisti. (Ilgili duzenleme Anayasa’nin 78. maddesine yapilan su eklemedir. )

D. Türkiye Büyük Millet Meclisi Seçimlerinin Geriye Bırakılması ve Ara Seçimleri

– Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
(Ek : 27.12.2002 – 4777/2 md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.

Kaynak:www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=5566

Bu konuda hem Deniz Baykal’a hem de Kemal Kilicdaroglu’na milleti ilgilendiren konulara teknokratca degil de demokratca davrandiklari icin tesekkuru borc bilirim.

Bu nedenle YSK’nin yaptiklarindan veya yapmadiklarindan herhangi bir siyasi lideri,siyasi partiyi sorumlu tutmadan once,hukuken hakliligini nobranca kullanmaya kalkisan YSK’nin kime karsi ve nasil sorumlu olmasi gerektigini dusunmeliyiz.

E.

Dogumgunum

Bugun benim dogumgunum diye basliyorum ama devamini Teoman’in sarkisindaki gibi depresif getirmiyorum.

Tam 27 yil oldu bugun itibariyle bu dunyaya merhaba diyeli, 27 yilimi az uzuntu cokca mutluluk ile gecirmemi saglayan herkese tesekkurlerimi sunarak kutlamak istiyorum dogumgunu ben. Bu hayatta bir sey basardiysam eger o da cok guzel insanlarla cok guzel anilar biriktirmek oldu, bu nedenle cok sevdigim bi 27 yili geride biraktim ben, geri donup baktigimda yaslaniyorum demedigim ne guzel yasamisim dedigim bir 27 yil.

Hepinize cok cok tesekkur ederim bu guzel 27 yil icin…

E.

Guven

Paul Seabright 2004 yilinda yayinlanan “The Company of Strangers” kitabinda insanlik tarihinin ve modernlesme surecimizin “…bize tamamen yabanci olan insanlara guvenebilme” yetenegimiz nedeniyle oldugu tezini ortaya atmis, kacirdigi en onemli nokta ise guven duydugumuzun insanlar degil kurumlar oldugudur. Ornek vermem gerekirse her sabah otobus beklerken otobus soforune degil IETT’ye guveniyorsunuz, ya da hic tanimadiginiz insanlar tarafindan sahip olunan, yonetilen bankalara tum birikimlerinizi yatirirken o bankalarin isleyislerini duzenleyen kurum(lar)a guveniyorsunuz.

Bu konunun aklima takilmasinin nedeni ise Kayseri’de bir bucuk yil once kaybolan ve gectigimiz hafta cansiz bedenlerine ulasilan 3 guzel cocuk. Biz hala tarim kokeni geleneklerimizi koruyan bir toplum oldugumuzdan cocuklarimizi bayramlarda seker toplamak icin aslinda “tanimadigimiz” insanlarin kapilarina gondermekten cekinmeyiz. Her birimize kucukken “tanimadigin kimseden bir sey alma, seni bir yere goturmek isterlerse gitme” ogutlerini dinlemisizdir. Ama kimseye tanimadigimizin aslinda kim oldugu aciklanmamistir, komsu Ahmet Amca kirk yillik komsumuz oldugu icin tanidigimiz biri midir mesela, ya da cocugunuza kendisi evde bulamazsa zilini calip orada beklemesini ogutlediginiz Ayse Teyze??

Bu insanlarin hepsi  yabancilardir ne yazik ki, ve her zaman yabanci olmuslardir. Eskiden komsuluk boyle miydi nostaljisini bir kenara birakmanin vaktidir, eskiden komsulariniz cocugunuza tecavuz edip sonra olduremezlerdi fakat bunun nedeni eskiden insanlarin cok iyi olmalari simdi ise dunyanin civisinin cikmis olmasi degil. Eskiden sosyal linc kulturu her modernlesme oncesi toplumda oldugu gibi cok yuksekti ve yasananlar hep o kucuk topluluklarin icinde kalir belki kulaktan kulaga yayilirdi ama bugun medya sayesinde Turkiye’nin en buyuk sehrinden en kucuk koyune dek yasanan her seyi bilebiliriz. Ve sosyal linc kulturumuz yerine yazili kanunlara birakmis durumda.

O minicik cocuklarin cennette mutlu olmalari dileklerimle,

Emine

Kizlara…Kizlarini Ozleyenlere…Babalara…Annelere…

sadece ikimizin uyandığı saatlerde
duruyor zaman
çünkü sadece sen tutuklarsın beni
apansız uyanış gibi
gel kızım sokul bana
bir kez daha alayım kokusunu
benim küçük bahçemin

büyüsen de, gitsen de hala bekliyor gibi beni
uzanmış küçük ellerin
gel kızım sokul bana
bir kez daha alayım kokusunu
benim küçük bahçemin

büyüsen de, gitsen de hala bekliyor gibi beni
senin küçük ellerin

Pilli Bebek,Nisan 2011

7.ay

21 yildir hep birlikte

7.ayim cok neseli ve cok hayirli bir olay ile etiketlenebilir sanirim.

21 yildir bi fiil yanimda olan,olmadigi bir ani hatirlamadigim, herseyin bir lahana bebek ile basladigi bir dostlugun en onemli parcasi olan Makbule’min nisanlanmasi ile basladi 7.ayim. Dile kolay 21 yildir tanidiginiz,tanimaktan ote avucunuzun ici gibi bildiginiz,sizi avucunun ici gibi bilen birinin hayattaki en onemli adimlardan birini attigini gormek.

Uzaklara kalkip gelirken goze aldigim en onemli seylerden biri sevdiklerimin mutlu anlarini, sevinclerini, kahkahalarini uzaktan paylasacak olmakti. Ama istedigimiz zaman hic birseye uzak degilmisiz aslinda, herkes ve hersey siz onlara ne kadar yakinsaniz o denli yakinmis size bugun bunu ogrendim. Skype araciligiyla katildigim nisanda, yuzukler takilirken yine agladim, kiz isteme merasiminin heyecanindan yine ellerim buz kesti, herkesin hislerini yine acik bir kitap gibi okuyabildim, detaylar yine hafizama kazindi, mutlulugun resmini yine gordum. Bu nedenle hayallerim pesinden giderken sevdiklerimizden uzaklasiyor oldugumu soyleyen karamsarlara kulak asmiyorum ben,eger sevdiklerimse, beni seviyorlarsa zaten hep birlikteyiz, ne okyanuslar ne kocaman kocaman kitalar ayirabilir bizleri. Bunu bana her daim hissettiren aileme ve dostlarima sonsuz tesekkurlerim var.